Pembe domates fidelerini şaşırttım cumartesi günü. Şaşırtma ile kökleri zedelemeden, fidenin gövdesinden tutmadan, yapraklardan tutarak fide poşetlerine aktardım yani. Bu şekilde fideyi güçlendirmiş oluyoruz. Bundan sonra bahçeye/büyük saksıya geçecekler.
Yukarıdaki resim şaşırtmadan önce fidelerin toplu halde görüntüsü.
Yukarıdaki resim şaşırtmadan önce fidelerin toplu halde görüntüsü.
Fide poşetlerine ayrılmış pembe domatesler babaannemin yarım asırlık belki daha yaşlı tel dolabı üzerinde. Üniversiteyi kazanıp da ayrı evde yaşamaya başladığımdan beri göz koydumdu, en sonunda bu eve taşındıktan sonra sırtlanıp getirdim. Basitçe bir zımpara biraz da vernik işi var. Tembelliğimi yenersem bir günde halledirim sanırım.
Sabahtan bolca çay keyfi yapılan masanın üstünde de kalan fideler. Diğer kaptakiler biber fideleri. Çok daha geç çimlendikleri için biraz daha beklesinler, onları belki de şaşırtmadan saksıya nakledicem. Biber fidelerini saksıya alırken her fide arasında yumruk kadar boşluk bırakılacak. Nereden duydum/okudum hatırlasam yazıcam da biber fideleri böyle yakın olursa birbirlerine destek olur, daha iyi verim sağlanırmış. Domatesin tam tersi yani. ( domates fideleri arasında 50 cm boşluk, mümkün olan en derin saksı, hatta derin kök sebebiyle bahçe )
Bu saksıdaki önceki evimde domates fidesinin yanında kendiliğinden çıkıp inatla tutunmuştu. Buraya terfi ettirmiştim. İyi ki kıyamamışım da koparmamışım. Meğer dışbudak yapraklı akçaağaçmış bu :)
Boyu 20 metreye ulaşırmış bu ağaçların.
Kışın bildiğiniz kuru ölü bir çubuktu. Atsam mı diye de geçirdim içimden, ama atmadım. Hatta yanında çıkan sarı mine çiçekli ayrık otu bile koparmadım. Yarenlik etsin diye bir sardunya bile skuşturdum saksıya.
Baharda bu güzel yapraklar fışkırdı o kuru, ölü sandığım şeyden. Boşuna dememişler doğanın uyanışı diye. Demek ki akçaağacım da kış uykusundaymış.
Boyu 20 metreye ulaşırmış bu ağaçların.
Kışın bildiğiniz kuru ölü bir çubuktu. Atsam mı diye de geçirdim içimden, ama atmadım. Hatta yanında çıkan sarı mine çiçekli ayrık otu bile koparmadım. Yarenlik etsin diye bir sardunya bile skuşturdum saksıya.
Baharda bu güzel yapraklar fışkırdı o kuru, ölü sandığım şeyden. Boşuna dememişler doğanın uyanışı diye. Demek ki akçaağacım da kış uykusundaymış.
Bu zavallıcık da aslında güzeller güzeli bir fiscus idi. Bir çeşit güve dadandı. Yaprakların altında resmen koza halinde yuva yapmış. Farkedip epeyce koza temizledim ama geç kalmışım anlaşılan. Budadım kel olana kadar.
Sonra yine baharda bu yeni sürgün patladı. Umarım inat eder de yaşar.
İşte hafta sonu faaliyetlei de böyleydi pisileri sevmek dışında.
Sonra yine baharda bu yeni sürgün patladı. Umarım inat eder de yaşar.
İşte hafta sonu faaliyetlei de böyleydi pisileri sevmek dışında.
Sevgili nalan sizi kıskanıyorum.Sanki başka bir
YanıtlaSildünyada çiçekler ve domateslerden oluşturduğunuz bir hayat yaşiyorsunuz kendinizi
öylesine o dünyanın içine sokmuşsunuzki.Ben sizi izlerken kendimi uzak ve yabancı hissediyorum.Ama yanlış anlamayın lütfen konunuzun ciddiyetinin pek ala farkındayım.
Ben de pencere önü bitkilerimle böyle haller yaşamaktayım. Her mevsim dönümünde bitkilerimde oluşan değişiklikler, üstelik saksı kenarlarına sokuşturulmuş çekirdek filansı şeylerden çıkan ne olduklarını hatırlamadıklarım. Ne de keyifli bir dünya değil mi?
YanıtlaSilBu yıl geç kaldım ama nasıl özendim anlatamam... Pazarda bulabilirsem fide alıp dikeceğim... öle böle bir kıskanma değil yani:)))
YanıtlaSilusta,
YanıtlaSilvallahi çok da içine girdim mi bu dünyanın bilemiyorum. becerebildiğim kadar bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
ilgilendikçe insana dair her alanda katakulli döndüğünü, insanın girdiği hiç bir ortamın da masum kalmadığını görüyorum. pda'ya dahil olduktan sonra gördüm bu kadar çok zehir kullanıldığını yediğimizde içtiğimizde. alt tarafı tohum deriz ama asıl tehlikenin de orada olduğunu...
sevgili oya,
YanıtlaSilben de tohum gönderi işine yardımcı oluyorum ya, sağolsunlar bana sürekli tohum dönüşleri de oluyor. köye giderken hep çantamda bir tohum poşeti :)
üsteli yediğim güzel meyvelerin çekirdeklerini de atamaz oldum. en son saklayıp da köyde toprağa gömdüğüm kabak tohumları çıkmış, haber verdiler :)
sevgili lale,
YanıtlaSilne güzel vesile olduk sana. mutlaka al pazarda nasıl güzel fideler var. bende de açgözlülük diz boyu.
evde fideler, ben pazarda fideleri gözlüyorum :)
domates,biber ve salatalık dene mutlaka. varsa bir karış yer bahçede orayı da zaptet.
Harikasın,ama benimde varr :)) maydonozum,çileğim, sümbülüm menekşelerim hemde bu sene ilk kez varlar :) ama beni çok mutlu ettiler her sene olacaklar :)
YanıtlaSilnehircce,
YanıtlaSilne güzel. demek ki seneye bahçe resimleri koyacaksın sen. şurası domateslerin olduğu yer, burası patlıcanlar, biberler, şu kocaman yer de çiçek tarhları diye :)
benimde çileklerim var ama:))
YanıtlaSilnazpek,
YanıtlaSilgördüm gördüm.
ben beceremedim vallahi öldürdüm yine gariban çilek fidesini :(
Pembe domates pazara markete inse biz de yesek.Hep böyle fotoğrafına mı bakacağız yani:)
YanıtlaSilkitchen sweet kitchen,
YanıtlaSilhttp://kizilpembeler.blogspot.com/2009/09/manavda-pembe-domates.html
yukarıda vermiştim ben pembe domatesleri bulduğum manavı. ama vaktini beklemek gerekecek. artık ne zaman yetişirse o zaman gidip almak mümkün. ben bu yaz ellerim uzaya uzaya taşımayı planlıyorum.
Ben bu sene her şeye geç kaldım :(
YanıtlaSilanne kedi,
YanıtlaSilgeç olsun da güç olmasın :)
seneye.
nalan-
YanıtlaSilharikasın valla. Bu arada bloguma geri gelmişsin. Senin haberin olmadan, büyük olasılıkla :)
fundy,
YanıtlaSilgizli bağlantılarım var benim :)
dememiş miydim sana ?
:)
Nalancım
YanıtlaSildomateslerin iyi görünüyor ...
Benimkileri sorarsan harika oldular 3 hafta oldu şaşırtma yapalı kocaman oldular yakında çiçek açarlar diye bekliyorum...
Yalnız bu sbah yağmur yağdı yapraklara zararı olur mu bilmiyorum biraz endişeliyim....
yıldız,
YanıtlaSilbenim fideler daha pek küçük. ben tembel tenekeyim de o yüzden geç kaldım.
yağmur yağdı ne güzel. asıl doğal olanı da bu zaten. biz iyice el bebek gül bebek yapıyoruz hata bizde aslında :)
ofiste yakın bir komşumuzun bahçesi var. teyze her yıl dışarıda saksıda fideler domatesleri, mis gibi kendileri çimleniyor, şaşırtıyor sonra. mutlu mesut nefis domatesler oluyor. e ben de göz hakkı her yıl bir iki tane tadına bakıyorum :)
bu dediğim yer de istanbul'un göbeği. istenirse oluyor yani.
Ahh ne kadar imreniyorum sana bilemezsin. Ben geçen sene heveslendim balkona minik domateslerden diktim bir saksıya. Güvercinler rahat vermedi. Gelip gelip üstüne tünediler:)
YanıtlaSilSevgiler
sevgili çınar,
YanıtlaSilben de açık balkonlara heves ediyorum. bu fideleri de zaten bahçe için şaşırttım. kapalı balkonda domates yetiştirmem.
senin güvercinler beğenmiş demek ki domates yapraklarının mis gibi kokusunu.
:)
Biz de diktik domateslerimizi. Hepsinin yolu açık olsun :)
YanıtlaSilmehmet bey,
YanıtlaSilne güzel. sizinkiler asmalara komşu salınıyorlar.
ben de bu akşam yola çıkartıyorum en güzel fideleri. yarın ( cumartesi ) köyde kiraz ağaçlarının olduğu bahçeye dikilecekler.
yanlarına birer demet fesleğen, eğer bulursam kardeş çiçeklerden de.
yolumuz açık olsun !