25 Mayıs 2009 Pazartesi

balkonda temizlik




Pazar öğleden sonra balkonda mesai yaptım. Toprakları aktardım,birleştirdim. Fazla saksılara yol göründü. Eski saksılar gerçek hallerine dönerek tabure oldular.

Malum bu yıl domatesler bahçede olacak ( çarşamba günü bekliyoruz artık toprak gelmesini, iyice geç kaldık farkındayım ama diyorum ki geç olsun da bari hiç olmamasından iyidir ! )

Bundan sonra bahçeye fideler geçerken bolca fesleğen ve kadife çiçekleri de alınacak, meyvelitepe yazmış, tatbiki olarak sebze adalarında da uygulamış. Yardımcı bitkiler olarak zararlıları kovma işini yapacak kadife çiçeği ve fesleğen.

Balkonda artık Bandırma'ya gidecek fideler, kendime ayırdığım salatalık fideleri, çilek fidem ve sardunyalarla menekşelerim kalıyor. Bu yaz tek ayak üstünde balkonda çay içmek yerine şemsiyemi açıp altına oturup keyif yapmayı planlıyorum...

Bu arada salatalık fidelerinde pek çok salatalık var !!

Tohumculuk Yasa Tasarısı Hakkında PDA Görüşü

Bizler "Pembe Domates Ağı" (PDA) üyeleri olarak;

Başta; Anadolu'nun en değerli ve has ürünlerinden olan, yok olmasını önlemek ve daha önceleri olduğu gibi, günümüzde de kuşaktan kuşağa aktarılan "doğal döngüsünü sürdürmek" amacıyla "Evladiyelik ('Heirloom') Pembe Domates"in 4 yıldır yeniden üretilmesine çalışmaktayız. Bizler profesyonel tarım uzmanları, tarıma dayalı ticaret erbabı ya da çiftçi değiliz. Bizler, geniş bahçeleri olmasa da balkonlarda ve saksılarda "kentte tarım" yapılabileceğini gören ve bunu deneyerek başarmış, İnternet üzerinden iletişim kurarak bir toplumsal ağ kurmuş, duyarlı kentlileriz. İçimizde az sayıda olsa da Pembe Domatesi bahçe ve tarlasında yetiştirenler de var. Bir rastlantı sonucu fark ettiğimiz ve balkonda yetiştirdiğimiz ilk doğal pembe domateslerin tohumlarını da kendi aramızda ve "karşılıksız paylaşarak aynı yöntemlerle sürdürülmesi koşuluyla" neredeyse tüm Türkiye'ye yaymış bulunuyoruz.

Amerika Birleşik Devletleri, İtalya, İsveç, Bulgaristan, Rusya ve daha birçok ülkede lezzeti ve bozulmamış niteliği nedeniyle yüksek değere sahip olan Pembe Domates, tohum paylaşımı sayesinde, kendi yeniden topraklarında değer kazanmış önemli bir tarım ürünüdür. Özellikle "Heirloom" yani genetiği ile oynanmamış, doğal tarımla üretilen ve kuşaktan kuşağa aktarılan tohumlar, endüstriyel tohumlara nazaran kat be kat değerlidir.

Ülkemizde tıpkı Pembe Domates gibi çeşitliliği ve değeri çok yüksek olan 3 bin'den fazla “endemik”; “kendine has”, tarımsal bitki türü ya yok olmuş, ya da yok olmağa mahkûm durumdadır.

Yüzyıllardan bugüne, hiçbir bozulmaya uğramadan çiftçilerin çabalarıyla tarımda "üretilebilirliğini" sürdürmüş bitkilerimizin yok olma fermanı sayılan "TOHUMCULUK YASASI"nın 2011'den itibaren yürürlüğe sokacağı 5. Maddesi ancak 'kayıt altına alınmış tohumların' ekimine olanak tanıyacak. Tohumuna patent alamayan çiftçiler ise, tekel durumundaki uluslararası şirketlerin insafına terk edilecek. 2011'den itibaren kayıt altına alınmamış tohumluklarını satan köylüler, ağır para cezasına çarptırılacak ve el konulan ürünler imha edilecek. Böylece Anadolu'nun zengin türleri doğallığını yitirecek.

Bu gidişe “dur” demek gelecek kuşaklara karşı en büyük sorumluluğumuzdur.

Ayrıca, şu sıralar tartışılmakta olan ve yürürlükteki 31/10/2006 tarih ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'na dayanılarak çıkarılması planlanan "Bitki Genetik Kaynaklarının Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik" taslağında yer alan, "Tohumların Kayıt Altına Alınması" koşulu, bu ülkenin tarımına vurulabilecek büyük bir darbe niteliğindedir. Çünkü tohumunu kayıt altına aldırmayan çiftçinin kaderi, "ıslah yetkisi"ni elinde bulundurarak, tohumculuk alanında faaliyet gösteren, çoğunluğu yabancılara ait şirketlere terk edilmektedir. Yönetmelik, doğal türler üzerinde bireysel hak sahipliği mekanizmasının önünü açmaktadır. Oysa yerel ve doğal türler, binlerce yıl kuşaktan kuşağa devredilen "geleneksel ıslah çalışmaları" sonucu ortaya çıkmış, küçük çiftçilerin ortak emeğinin sonucu gelişmiş tohumlardır.

Bu topraklarda yüzyıllardır, insan emeğiyle tamamen doğal ortamında oluşan evladiyelik tohum ve çeşitliliğini, "kayıt" ve "patent" zorunluluklarıyla yok edecek bu yasa tasarısının ve keza mevcut kanuna bağlı olarak çıkarılacak "Bitki Genetik Kaynaklarının Kayıt Altına Alınması Hakkında Yönetmelik"in yeniden, uzman kurullar tarafından ve tüm kamuoyu önünde açıkça tartışmaya açılmasını istiyoruz.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

pazar anneler günü ama ben ales peşinde







tüm annelerin anneler günü kutlu olsun!
bense pazar sabahı elimde google harita,teyzem sabahın köründe direksyon başında okul aramacada. üniversitedeki sınavlardan sonra bu sınav pek iyi geldi.dert yok,tasa yok,kazanamazsam diye stresi yok.
evden giderken de tamam,devam ve biber şans dilemek için kapının önündeler.
11 şubatta doğdular, mayıs başına kadar da evin içindelerdi. ev bizim değil de onlarındı.
bu kediler kesinlikle kraliçe zannediyorlar kendilerini. biberin pozlarından da belli değil mi?
nar ağacının gölgesinde büyüyecekler.
hep bizimle kalın bebekler...

22 mayısta maalesef biberi kaybettik. Eve geldiğimizde balkondaki köşesinde uyuyor zannettik, ama meğer o gideli çok olmuş:( Gözbebeğimiz cici yaramaz kızımız hoşçakal...

fsd ile denize nazır





merhabalar,
fsd bu cumartesi gökçen adar'ın misafiri olarak piknikteydi. ben de yeşim'in kontenjanından katıldım.yemekler nefis. en önemlisi temiz,ekolojik,üzerinde bir ton zehir var mıdır diye düşünmeden. yoğurt aysun'dan gelen sütle yapılmış,mayası binbir özenle bulunmuş kotarılmış.çocukluklarında tattıkları ama sonradan kaybettikleri reçeteleri bulup,tekrar canlandıranlar.
ama en çok defne'nin yaptığı ginger ale ve sonradan gelen altına buz döşeyip üstüne enfes rahiyasına bir parça taze nane katıp içtiğim limonata. demirhindiden de içerdim ama şeker komasına girip nalları dikme tehlikesi hasıl olunca mecburen tuttum kendimi.
hazım için de bolca boğaz manzarası...
bir de dönüşte deniz otobüsünde enfes bir şekerleme. bahar havası,denizden doğru esen rüzgar bir güzel çarpmış beni.
iyi ki düşmüşüm ben bu pembe domates ağına :)

2 Mayıs 2009 Cumartesi

1 mayısta salondan balkona




sabah güzel bir kahvaltı. üstüne kadıköy'de yollar kapalı,zorunlu spor. öğleden sonra ofisten eve kesintisiz 1 saat yürüyüş. bu kadar güzel antrenman sonrası o hızla doğru balkona...
salatalık fideleri artık fide torbalarında tomurcuk vermişler. balkonun kirişiyle hemen saksı arasında iki fidelik bağlantı.(bunun için bitkilere özel üretim ip bile almıştım) fideleri zedelemeden fide torbalarından alıp biraz da gübre takviyeli topraklarına nakil. gübreyi geçen yıl büyük çamlıca fidanlığından almıştım. ofise getirirken bana da 2 çuval getirmişlerdi.
eveeet. artık darısı 15 gün sonra domateslerin başına. ama onlar bahçeye alınacaklar. aynı zamanda imece evinden patlıcan ve biber fideleri de geliyor mis gibi keçi peyniriyle beraber !!
teyzem geçen hafta bütün apartman sakinlerine gerekli ultimatonları verdi. bahçeye toprak gelir gelmez hepsi maraba olarak çalışmaya hazır :)
velhasıl kelam kendime göre güzel bir 1 mayıs geçirdim. çalışmış olmaktan hiç gocunmuyorum, öğleden sonra fidelerimle ilgilenebildim; hatta akşamına tiyatroya bile gittim. deri ceket ( şehir tiyatroları ) çok başarılı bir oyundu. mutlaka tavsiye ederim.