23 Haziran 2009 Salı

süüüüttttçüüüü





Pazar günü Aysun'un çiftliğine pikniğe davetliydik.
Bakırköy'den 86 km !
İstanbul pazar günü cayır cayır yanarken biz meşe ormanı altında püfür püfür sohbet ettik. Gelip eşyalarımızı yerleştirip soluklandıktan sonra Aysun bizi çiftlikte bilgilendirici bir tura çıkardı.
İneklerin olduğu bölüme geçmeden önce sıvı dezenfektan ile ayakkabılarımızın tabanları dezenfekte oldu.
Yem bölümlerini, nasıl hazırlandıklarını, ekipmanları tek tek gördük. Hemen büyüklerin önündeki bölümde beyaz evlerinin içinde buzağılar. Aramızdaki küçüklerin çığlıklarını duymalıydınız. Hepsi birbirinden güzel bebekler ( bebek dediysem en tosunu 1 haftalık ama 57 kg, Allah nazarlardan saklasın )
Erişkinlerin, gebelerin dinlendiği bölümden sonra sağım kısmı. İşlemler, protokoller kıyamet gibi. Biz hazır şişede görüyoruz, ama hazırlık aşamaları zahmetli, hata kabul etmeyecek cinsten. Sistem hangi ineğin ne kadar süt verdiği ve en önemlisi sütünde hastalık tespitine olanak sağlıyor.
Sonra doğru soğutma tankına. +4 derece santigrata soğuyup şişeleniyor. Bu soğutma sayesinde bakteriler cirit atmadan bize ulaşıyor.
Kapağın ağzını ilk biz açacak şekilde sabah İstanbul trafiğinde evimize, kapımıza kadar geliyor.
Ben her Çarşamba sütümü alıp yoğurdumu mayalıyorum. Kuzenim bana geldiğinde hemen dolaba koşuyor. Sütün üzerinde biriken 2 parmak kaymağı ayırıp ekmeğin üzerine sürüp afiyetle mideye indiriyor.
Siz siz olun evin kapıısına kadar gelen sağlıklı süt fırsatını kaçırmayın.
aysunthesutcu@gundonumu.biz.tr email adresinden siz de süt isteyebilirsiniz.
Benden söylemesi...
Tosuncuklardan birinin, büyük mööö lerin, sağım ekipmanlarının tanıtım anı ve bizim fotoğrafımızı ekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder