sevgili okur,
yahu bunlar manyak mı,kafayı mı yemiş gdo diyip duruyo diyebilirsin.
ama durum ciddi.
inan...
aşağıda yılmaz özdil'in ağzından oku lütfen ! ( 1 Kasım 2009 tarihli Hürriyet Gazetesi )
...
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12828424&yazarid=249
Frankeştayn
Kürt açılımı yapılmasını anlarım... Çünkü, karşı çıkanlar olduğu gibi,
destekleyenler de var. Ermeni açılımı da böyle...
Sen itiraz edersin belki ama, şahane diyen de var.
*
Peki, "Milletim öyle istiyor, açılım yapıyorum" diyen arkadaşlardan
biri, bana izah edebilir mi lütfen, "genetiği değiştirilmiş organizma
açılımı"nı niye yapıyoruz?
*
Ortalık toz dumanken... Ahali, PKK'lıların memlekete gelişiyle
meşgulken, dikkatler darbe marbe iddialarına yoğunlaşmışken, ana-
babalar domuz gribi endişesine kafa yorarken... Kaşla göz arasında,
TBMM'yi bypass ederek, şak diye yönetmelik çıkardılar... Ve, "genetiği
değiştirilmiş organizma"ların ithalatını
serbest bıraktılar.
*
Hangi millet istiyor bunu?
*
Her numaraya "Milletim öyle istiyor" diyorsunuz da... Mesela, genetiği
değiştirilmiş domates istiyorum diyen Kürt var mı Türkiye'de? Genetiği
değiştirilmiş çikolata istiyorum diyen Laz? Çocuğuma genetiği
değiştirilmiş patates cipsi yedirmek istiyorum diyen Türk var mı
aramızda? Kim istiyor bu işi kardeşim? Kim?
*
Genetiği değiştirilmiş organizma, eğer angutsan, entel bi sıfat gibi
geliyor kulağa, bilimsel gibi duruyor... Aslında "frankeştayn gıda"
onların adı!
*
Çünkü, normal yollardan insan evladı doğurmak varken; birinin kulağını
birinin kafasına, birinin burnunu öbürünün suratına
takmak gibi bi şey...
*
Kabaca anlatırsak, dayanıklı olsun diye balık genini domatese,
bakteriyi patatese monte ediyorlar... Sonradan tonla para verip
ilaçlama yapılacağına, haşere ilacını daha tohumundan mısır genine
kakalıyorlar. Sinek yuttuğu için böcek ilacı içen süper zekâ
vatandaşımız gibi yani... Sevgili halkımız, adında domuz var diye,
domuz gribi aşısı caiz mi diye soruyor ama, belki domuz genini soya
fasulyesinde yiyor, haberi yok...
*
Peki, niye yapıyorlar bunu? "Açlığı önlemek için" diyorlar...
İnsanoğluna gıda yetişmiyormuş, böylece verimi arttırıyorlarmış...
Raf ömrünü uzatıyorlarmış.
*
İyi de birader...
Buğday mı yetişmiyor bu ülkede? Pancar mı eksik? Pirinç mi yok?
Yanlışlıkla elinden düşürsen, fışkırmıyor mu topraktan? Şapşal
politikalar yüzünden, fazla geldiği için, para etmediği için,
mahsulümüzü yakarken, derelere dökerken, hangi açlık?
*
Allah'ın bu millete lüftu Anadolu'da, şu ürün yetişmiyor, o yüzden
genetiği değiştirilmiş organizmaya ihtiyaç var, denebilir mi,
utanmadan?
*
Üstelik, sadece sebze-meyve değil hadise... O sebze-meyvelerle
yapılan, bin küsur üründe var bu genetiği değiştirilmiş organizma...
Çikolatadan cipse, meşrubattan ketçapa... Şeker ayaklarıyla, baklavada
bile kullanıyorlar... Bebek mamasında var!
*
Yersen ne oluyor? Avrupa'da resmen kanıtladılar; bağışıklık sistemini
çökertiyor, kansere yol açıyor, kan yapısını bozuyor, sindirim
sistemini harap ediyor, karaciğeri haşat ediyor, erken doğuma-
kısırlığa sebep oluyor... Antibiyotik şırınga ettikleri için, farkında
olmadan bağışıklık kazanıyorsun, hastalandığında antibiyotik
alıyorsun, havagazı.
*
İsviçre sokmuyor, Yunanistan sokmuyor, o beğenmediğin Sarkozy "Bunları
Fransa'ya sokanı oyarım" diye yasa çıkardı...
Burası dingonun ahırı mı?
*
Aman yemeyelim dersen, nasıl yemeyeceksin? Nasıl ayırt edeceksin?
Koklasan aynı, ellesen aynı, tatsan aynı, laboratuvara götürüp analiz
ettirecek değilsin... Nereden anlayabilirsin? Etiketinden... Etiketin
üzerinde "Bu üründe genetiği değiştirilmiş organizma var" yazmalı ki,
bakıp anlayabilesin, di mi? Şimdi sıkı durun...
*
Bunların memlekete girişine izin veren yönetmelik diyor ki,
"Etiketlere genetiği değiştirilmiş organizma içermez yazılamaz!"
*
Efendim?
Yazılamaz!
*
"İsteyen yemesin, baksın etikete görsün" diyeceklerine... "Etikete
baksın, görmesin" diyorlar! İlla yedirecek.
*
Tekrar soruyorum:
Her numaraya "Milletim öyle istiyor" diyorsunuz da, bu açılımı hangi
millet istiyor? Türk mü, Kürt mü, Rum mu, Ermeni mi, Laz mı? Bunu bu
millete niye yapıyorsunuz?
Süper güzel bir yazı tebrik ediyorum, yazanı da bu blogda paylaşanı da..
YanıtlaSilAllahtan böyle yazarlarımız var da " aa kuş var " diye dikkati başka taraflara çekip o karmaşada neler yapıldığını yazıyorlar.
YanıtlaSilBugün çıkan bir habere göre biz gdo'lu gıdaları 10 yıldır tüketiyormuşuz???
YanıtlaSilÖlür müsün öldürür müsün? Bu gidişle tez zamanda ölürüz tabi..
sevgili nur,
YanıtlaSiltabii ki. bandırma'da senelerdir tavuk yemi! olarak onbinlerce ton mısır boşaltan gemiler var. bunlar için ex maliye bakanı oğlum tavuklarına yediriyor yahu demişti. biz de hepimiz salağız ya !
gdolu mısırla mısır şurubu olup, şeker yerine tüm gıda maddelerinin içinde kullanıldı. şeker hastalığı ve kanseri tetiklediği yetmediği gibi ( mısır şurubu şekeri pancar şekerine kıyasla çok çok tehlikeli ) bir de gdolu olduğu için kimbilir genlerimize ne marazalar enjekte etti.
sen,ben marketten basit bir bisküvi ya da gofret aldığımızı zannettik. bizi boşver bunları çocuklarımız yedi :(